2024 02-Tem
2
57

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme

TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME

Herkese yeniden merhabalar. Bu hafta üzerinde konuşacağımız konuyu Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme suçu olarak belirledik. Hazırsanız başlayalım…

Öncelikle bu suçun tanımına girmeden önce kısaca “kast” ve “taksir” terimlerinin üzerinde durmamız gerekiyor. Bu tanımları özümsediğimizde taksirle işlenen suçların tanımı daha net olarak anlaşılacaktır.

Kast ve taksir suçun manevi şartlarını oluşturmaktadır. Fiili harekete bağlayan psikolojik bağı manevi unsur olarak tanımlarız. Manevi unsur ise yukarıda izah ettiğimiz gibi kast ve taksir olarak ikiye ayrılmaktadır. Suçun oluşması kast unsurunun varlığına bağlıdır. Kast var olduğu sürece suçun vuku bulduğundan bahsedebiliriz. Suçun bilerek ve isteyerek işlenmesini kast olarak tanımlarken, istisnai manevi unsur olan taksir ise bu noktada kasttan ayrılır ve öngörülemeyen veyahut öngörülse bile istenmeyen sonucun meydana gelmesini ifade eder.

Kastın birinci unsuru “bilmektir”. Burada bahsedilen bilme unsuru failin yaptığı hareketin ve eylemin farkında olması, aynı zamanda gerçekleşecek sonucun ne olduğunu bilmesidir. Fail bilerek ve isteyerek bu eylemi gerçekleştirir. Suç tanımına göre hareket ve sonuç, cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli haller, bilme unsuru kapsamındadır. Nedensellik bağının, cezanın azaltılmasını gerektiren sebeplerin, ceza muhakemesi koşullarının, cezalandırılabilme koşullarının, hukuka aykırılık bilincinin bilinmesi ise bu unsur kapsamında değildir. Kastın ikinci unsuru ise “istemek” olarak tanımlanabilir. İstemek bu noktada, failin öngördüğü sonucu istemesidir. İsteme belli bir şeyin yapılmasının arzulanmasıdır. Sonuç olarak failin kastının varlığından söz edebilmek için failin bildiği ve öngördüğü eylemi, eyleminin sonucunu, bilerek ve isteyerek gerçekleştirmek için icra ettiği eylemlerin varlığının olması gerekmektedir.

Taksir ise failin suç tanımına uyan hukuka aykırı eyleme iradi şekilde neden olması, ancak ortaya çıkan sonucu öngörmemesi veya öngörse bile istememiş olmasıdır. Taksir istisnai bir haksızlık sebebi olup kural olarak suçlar kasten işlenir. Taksirle işlenebilecek olan suçlar kanunda açıkça belirtilmiştir. Suçun kasten işlenmesinde failin saiki bilmek ve istemek üzerine kuruluyken, taksirde failin bu yönde bir saiki oluşmaz. Öngörülemeyen sonucun gerçekleşmesi ya da öngörülen sonucun istenmemesi hali taksirin oluşmasına sebebiyet verecektir. Yine de taksirde iradi bir eylem mevcuttur. Taksirle işlenebilen suçlara; taksirle öldürme, taksirle yaralama, taksirli iflas, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması, trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma, çevrenin taksirle kirletilmesi örnek verilebilir.

Kast ve taksir tanımlarını kısaca belirttiğimize göre Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçundan bahsedebiliriz. Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçu adı üzerinde taksirle işlenen bir suçtur. Yani fail burada öldürme eylemini ya öngörememiştir ya da öngörmüş olsa dahi öldürme eylemini gerçekleştirmek istememiştir.

Taksirle adam öldürme suçu, kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle bir kişinin hayatına son vermesidir. Bu suçla korunan hukuki değer ise kişinin yaşam hakkıdır. Taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Kişiye Karşı İşlenen Suçlar başlığı altında 85. maddede düzenleme alanı bulmuştur.

TCK madde 85’e göre;

Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Serbest hareketli bir suç olan bu suçun kanunda hangi vasıtalarla ortaya çıkacağı net şekilde belirtilmemiştir. Neticeli bir suç olduğundan gerçekleştirilen fiilin ağırlığı nasıl olursa olsun, ölüm neticesi ortaya çıkmadığı takdirde suç tamamlanmış sayılamayacaktır.

Bu suçun vücut meydana gelebilmesi için gerçekleştirilen fille netice arasında illiyet bağı bulunması aranır. Yani ölüm sonucu failin fiilinden doğmalıdır. Failin fiilinden önce bulunmasına karşın failce bilinmeyen faktörler sebebiyle ölüm gerçekleşmişse bu durumda failin sorumluluğu söz konusu değildir.

Failin öldürme kastı ihtiva eden eyleminden sonra başka bir fiil ölümü meydana getirirse öne geçen nedensellik sebebiyle artık illiyet bağı bulunmamaktadır.

Taksirle öldürme suçunun faili herkes olabileceği gibi suçun mağduru herkes yaşayan herkes olabilir. Anne karnındaki cenine karşı işlenmesi ise mümkün değildir.

Suçun manevi unsuru taksirdir. Taksir basit taksir veya bilinçli taksir şeklinde olabilir. Basit taksir, failin neticeyi öngörmeyerek dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir hareketle fiili gerçekleştirmesi halidir. Bilinçli taksir ise failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen, kendine güvenerek hareket etmesi ile fiili meydana getirmesi durumudur.

Bu unsur, inceleme konusu suçun Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçundan farkını oluşturur.

Taksirin unsurları ise şu şekildedir;

  • Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması
  • Hareketin iradi olarak gerçekleştirilmesi
  • Neticenin iradi olmaması
  • Hareketle netice arasında illiyet bağı olması
  • Neticenin öngörülebilir olması

Taksirle gerçekleştirilen suçlarda önemli olan dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal edilmiş olmasıdır. Kişinin tedbirsiz ve dikkatsiz davranmasının cezalandırılabilmesi için kişiye öngörülebilir nitelikte maddi unsurların yüklenmesi gerekmektedir. Dikkat ve özen yükümlülüğü ise objektif olarak incelenmelidir. Taksirle öldürme suçu neticeli bir suç olduğundan sadece hareketin yapılması yeterli görülmemektedir. Taksirli fiil sonucu ölüm gerçekleşmeli ve fiille sonuç arasında illiyet bağı bulunmalıdır

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, fail hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün 5 yıl süre ile hüküm doğurmaması ve bu süre sonunda cezanın kendiliğinden düşmesiyle sonuçlanan faile ikinci bir şans veren ceza hukuku kurumudur. Bilinçli taksir halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ceza miktarı nedeniyle mümkün değildir. Taksirle adam öldürme suçu halinde ise ceza miktarı 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) mümkündür. Hagb kararı verilmesi için mağdurun ölüm nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanması zorunludur. Mağdurun zararı giderildiği taktirde mahkeme tarafından HAGB kararı verilebilir.

Taksirle Adam Öldürme Suçu ve Cezanın Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Taksirle adam öldürme suçu, “Adli Para Cezası” seçenek yaptırımı açısından özellikli bir durum arz etmektedir. Taksirle adam öldürme suçu nedeniyle yapılan yargılamada verilecek cezanın miktarı ne olursa olsun, isterse faile 15 yıl ceza verilsin, bu ceza koşulları varsa adli para cezasına çevrilebilir. Yani taksirli suçlarda cezanın adli para cezasına çevrilmesi açısından bir ceza süresi sınırı yoktur.

Bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunda ise verilecek cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.